Ümmetin İmtihanı

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

أّلَلَهِمَ صٌلَ عٌلَى مَحٌمَدِ وِأّلَ مَحٌمَدِ أّلَأّئمَهِ وِأّلَمَهِدِيِّيِّنِ وَِّسلَمَ تَّّسلَيِّمَأّ ګثّيِّرأّ

Daha İmam Mehdi(a.s)’dan önce onun davetini başlatan ve zuhur zeminini hazırlayan Yamani (a.s) olduğunu anlatmıştık tabi bu konu ile ilgili verebileceğimiz bir çok hadis vardı ancak durum tespiti açısından bir miktarını zikretmiştik ki ancak bunları öğrendikten sonra kafamıza önemli bir soru işareti gelmektedir :

Bizim babalarımız ve dedelerimiz ve hatta biz bile İmam Mehdi(a.s)’ı beklemiştik neden bu şahıs hakkında daha önce hiç kimse bize bir şey söylememişti de şimdi öğreniyoruz?

Bu sorunun cevabında söylememiz gereken şu ki maalesef insanlar kendine alim diyen insanları öyle bir takip etmişlerdir ki önlerindeki Kuranı okumayı bırakmış ve alimlerin yanlış tefsir ve tevillerini takip etmişler halbuki kendileri sadece Kuranın meallerini okusalar ve anlamaya çalışsalar bunu göreceklerdi ve Peygamber Efendimizin ayetler hakkındaki tefsirlerini ve EhliBeyt(as)ın tefsirlerini okusalardı bunu kolaylıkla anlayacaklardı. Daha önce anlattığımız şekilde hadislerde sadece Kuranın Tefsir ve Tevilini Rasehun(ilimde yüksek payeye ve ilimleri bir iple Allah’a bağlı vaziyete olan insanlar) olanlar yapabilmektedirler ve onlar dışında kimse yapamaz ve ilimde yüksek payeye olan kişilerde biz belirleyemeyiz zira Kuran ayeti ilimde yüksek payeye olmayanların kalbinde fitne var demektedir.

“Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım ayetleri Muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise Müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için ondaki Müteşâbihlerin peşine düşerler. Halbuki onun tevilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek payeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar.”(Ali İmran 7. Ayet)

Ve kalplerden sadece Allah-u Teala haberdardır biz değil ve Kuran ayeti kalbi temiz olan ve fitne olmayan kişiler olarak sadece Ehlibeyt(as) ve Peygamber Efendimiz(saa)’i tanıtmıştır.

“Ve o, hevesinden (kendiliğinden) konuşmaz. Onun sözleri, yalnızca Allah tarafından kendisine iletilen vahiylerdir.” (Necm 3. ve 4.Ayet)

“Ey Ehli Beyt! (Ey Peygamber ailesi!) Allah’ın istediği, sizden kirliliği gidermek ve sizi tertemiz kılmaktan ibarettir.” (Ahzab 33.Ayet)

Bu ayetlere göre EhliBeyt (a.s) ve Peygamber Efendimiz (s.a.a) kirlilikten giderilmiştir, ve kalbinde fitne olmayan kişiler olarak tek peygamber (s.a.v) ve onun soyu ve ailesini belirtmiştir. Peki acaba Ehlibeyt (a.s) Kuran hikmetini ve ilmini’de biliyorlar mı?Evet, Allahu Teala şöyle buyurur:

“Yoksa insanlar; Allah’ın lütfün dan kendilerine verdiği şey dolayısıyla kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim soyuna da kitap ve hikmet vermişizdir. Onlara büyük bir hükümranlık da verdik.”(Nisa 54.Ayet)

Ve bu ayette gördüğünüz şekilde, bu hikmet ve hükümranlığı, Allahu Teâlâ, İbrahim (a.s)’ın ailesi ve soyuna vaat etmiştir. Yani Allah tarafından seçilmiş olan kişiler; Allah’ın Elçileri ve Vasileri ve son olarak da, Hz. Muhammed(s.a.a) ve onun ailesidir. Ve onların hepsi, Hz. İbrahim’in (as) soyunu gelenlerdir.

“Ey iman edenler! Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan Emir sahiplerine de (Ulul-Emre). Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.“(Nisa 59.Ayet)

Ant olsun ki, Allahu Teâlâ bizlere, Resulullah’a (sav) itaat etmemizi emretmiştir ki, o masumdur ve günah işlemez ve yine ant olsun ki, Allah bizlere Emir sahiplerine de itaat etmemizi emretmiştir, çünkü onlar masumdur ve günah işlemezler.

“Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Halbuki onu PEYGAMBERE ve içlerinden EMİR SAHİPLERİNE götürselerdi, elbette onlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah’ın size lütfü ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız.”(Nisa 83.Ayet)

“Biz ise isteriz ki, yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım. Onları İmamlar ve Varisler kılacağız.”(Kasas 5.Ayet)

Evet bu ayetlere göre kalbi temiz olan Ehlibeyttir ve Allah-u Tealanın seçmiş olduğu Emir sahipleri ve imamları da kalpleri temiz olmalı ki Rasehun (ilimde yüksek payeye erişim izni olanlar) diyebilelim o zaman Rasehun olanlar, Emir sahibi ve seçilen İmamlar ve önderler Ehlibeytten başka kimse olamaz zira Kurani Kerim başka hiç kimse için böyle nitelikler sarf etmemiştir, ve bu niteliği sahip olanlar Ali İbrahim ki Hz İbrahim (a.s)’ın soyu sadece Hz. Muhammed (s.a.v) ve Hz Ali (as)’a bölündüğünden ve Hz. Ali (as), Hz. Muhammed (s.a.v)’in kızı Hz. Fatıma(sa) ile evlendiğinden Hz. İbrahimin soyu onların çocukları ile devam etmiştir yani yalnız Hz. Ali(as), Hz. Fatıma(sa) ve Hz Hüseyin (as) ve Hz.Hasan (as) İbrahim soyundan gelen kişilerdir ki onların soyunun devamı İmam Mehdiye(a.s) kadar gelmektedir.Bu şekilde Rasehun ve ilim sahibi olan İmamların tefsirleri varken eğer biz Emir sahibi olmayan bir takım alimin tefsirini dinleyecek olursak yoldan çıkma ihtimalimiz çoktur.Şimdi Ehlibeyt(as)’ın Ümmetin imtihanı hakkındaki ayet tefsirlerine bakacağız ki bizler bu sorunun cevabını daha net anlayalım.(Bizim babalarımız ve dedelerimiz ve hatta biz bile İmam Mehdi(af)’nu beklemiştik neden bu şahıs hakkında daha önce hiç kimse bize bir şey söylenmemişti de şimdi öğreniyoruz?)

1: Muammer ibn Hilad der: İmam Rıza(as) Ankebut suresi 2.ayeti okurken dinliyordum:“İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.” Ve sonra bana sordular:”Fitne nedir?” Ve bende şöyle söyledim:Canım sana feda olsun, biz fitnenin dinde bir imtihan olduğunu bilincindeyiz. Ve sonra buyurdular ki:”temiz ve muhlis olana kadar altının kızartıldığı gibi kızartacaklar , altının saf ola bilmesi için arındırıldığı gibi.”

Bihar-ul Envar c.52 s.115 h.35, Hadis Gaybet-ul Numani(rh)’ Bihar-ul Envar c.52 s.115 h.35, Hadis Gaybet-ul Numani(rh)’ Bihar-ul Envar c.52 s.115 h.35, Hadis Gaybet-ul Numani(rh)’

Bihar-ul Envar c.52 s.115 h.35, Hadis Gaybet-ul Numani(rh)’

2: Muhammed ibn Mensur babasından nakleder:Bir cemaatle birlikte İmam Rıza(as)’ın yanında iken kendi aramızda konuşuyorduk ve o esnada İmam(as), bizlere döndü ve buyurdu:”Neyin hakkında konuşuyorsunuz? Uzaktır, Uzaktır. Hayır, Allah’a Yemin ederim ki gözetlediğiniz şeyi elekten (Tozu tohumdan veya taştan arındıran alet) geçmedikçe ve arındırılmadıkça gerçekleşmeyecektir,Hayır Allah’a Yemin ederim ki gözünüzü diktiğiniz şey iyileriniz kötülerinden ayrılmadıkça gerçekleşmeyecektir,Hayır Allaha Yemin ederim ki bekleyerek gözetlediğiniz şey zulüm ehli olanınız kötü bir akıbete ulaşmayınca ve saadet ehli olanınız iflah olup saadete erişe meyince gerçekleşmeyecektir.”

Bihar-ul Envar c.52 s.115 h.23.Hadis Gaybet-ul Numani (rh)’ ten Biharda nakl edilmiştır

3:Abdul Kerim der ki: İmam Sadık(as)’ın yanında iken İmam Mehdi (af) hakkında konu açıldı ve İmam(as) şöyle söyledi : “Süre tamamlanmadan zuhur nasıl gerçekleşsin,ona ölmüş ve helak olmuş ve dönüşü olmayan hangi harabeye gitmiş ki, diyecekler.”Ben İmam(as)’a sordum:Süre tamamlanmasından maksat nedir? Şöyle cevap verdiler: “Şiiler arasındaki ihtilaf.”

Bihar-ul Envar c.52 s.228 h.91.Hadis Gaybet-ul Numani(rh)’ ten Bihar’da nakledilmiştir.

4: Omire Nefilin Kızı nakleder: Ben İmam Hasan Müctebadan(as) şöyle söylediğini duydum:“Beklediğiniz şey bazılarınız bazılarınızdan nefret etmeyince ve bazılarınız bazılarınıza tükürük atmayınca ve sizden bir grup başka bir gruba lanetlemedikçe ve bazılarınız bazılarınızı yalancı demedikçe dek gerçekleşmeyecektir.”      

Bihar-ul Envar c.52 s.114 h.33.Hadis Gaybet-ul Numani (rh)’ ten Biharda nakledilmiştir.

5: Başka bir hadiste Aban ibn Taqallub İmam Sadık(as)dan şöyle nakleder: İmam(as), Müslümanların başına gelecek kötü olayları anlatırken(Hadiste bu olaylar mevcuttur burada biz sadece son kısmını vereceğiz), İmama(as) sordum bu kadar şer var iken o günlerde hayırlı bir şey var mıdır?İmam(as) buyurdu:”Bütün hayırlı şeyler o zamanda gerçekleşecek” ve İmam (as) üç defa şu cümleyi tekrarladı:”Bu öyle bir haldır ki zuhur çözümü yakınlaşacak.”

Bihar-ul Envar c.52 s.134 h.38.Hadis Gaybet-ul Numani (rh)ten Biharda nakledilmiştir.

Anladığımız şekilde herkesten daha fazla şiiler imtihan altında olacaklar çünkü ancak bu şekilde iyi ve kötü ortaya çıkabilir ve bu konu öyle bir hal alacak ki bekledikleri İmam(a.s) için ölmüş, helak olmuş ve dönüşü olmayan hangi harabeye gitmiş ki, diyecekler ve halen kendilerini Ehli beytin(as) taraftarları olarak bilecekler.

Ehlibeyt(as) rivayetlerinde, İmam Hasan Askerinin(as) oğlu İmam Mehdi (a.s)’in ismi, sıfatı ve künyesi zikredilmiştir ve şiiler için aşikar ve apaçık olan bir İmam hakkında nasıl bir ihtilaf ve fikir ayrılığına girilebilinir ki? Kimin sayesinde ve nasıl imtihana gireceğiz peki?

Evet, İmam Mehdi(a.s)’ı bekleyenler arasında gerek şii gerek Sünni, Yamani (as) yani İmam Mehdi(a.s)ın Elçisi ile imtihan edilecektir, ta ki bazıları biz İmam Mehdi(a.s)’ı bekliyorduk, Yamani(as)’ı değil ve sırf bu yüzden İmam Mehdi (a.s)’ın zuhur zeminini hazırlamaya ihtiyacımız yok diyecek kadar inkara gidecekler. Şimdi dikkatli bir şekilde aşağıdaki rivayetlere bakalım.

6: Muhtasar-ul Derecat s.180 de şöyle bir rivayet geçmektedir:

İmam Sadık (as), İmam Mehdi (a.s)’ı şöyle anlatmaktadır:“Ey Müfezzel(ravinin ismi), Mehdi şüphe ile zahir olur ta ki aşikar oluncaya dek ve ismi yükselir ve emri aşikar olur. Onun ismini ve künyesini okuyacaklar, Hak ve Batıl Ehlinin dilinde ismi zikredilir ve çoğalır ta ki bilginliğine olan deliller tamamlansın zira biz onu sözlerimizde ismini, soyunu ve künyesini belirtmişiz, onun ismi dedesi Hz. Muhammed (sav)’in ismi ve künyesi olduğunu söyledik ki kimse onun ismini ve künyesini ve soyunu tanımadığını söyleyemezsin, Allah’a Yemin ederim ki Aşikar olduğunda ismi belli olacak ve herkes ismini dilinde dolaştıracak, düşmanları bile ismini söyleyecekler ki hepsine delil olsun(bahaneleri kalmasın) ve ondan sonra görünecek, dedesinin söylendiği gibi.Allah-u Teala buyurdu ki “O, öyle birisidir ki kendi Elçisini hidayet eder ve hak olan din ile diğer dinlere galip gelir, müşrikler istemezse bile .”(Tevbe 33.Ayet)

Şüphe ile geleceği anlamı Yamani (a.s)’ın emridir zira onun emri yoruma açık hadislerde idi ve kimse o hadislerin gerçek yorumunu bilmediği için kimliği çözümlenmedi ve kimse de ona tabi olmayanların ne için cehennem ehlinden olacağını bilmiyordu zira sadece Ehlibeyt (as)’ın emrinden çıktığında cehennem ehlinden olacağını bilmekteydiler ancak artık herkes bilir ki Yamani (as) emir konusunda Ehlibeyt(as) ile aynı dereceye sahiptir zira O da İmam Ali(as) ve Hz. Fatıma selamüllah Aleyha’nın torunudur.O da Ehlibeyt(a.s)dandır.

Hatta Yamani (a.s)ın nereden ortaya çıkacağını bilmiyorlardı çünkü bazı rivayetler doğudan geleceğini söylemektedir ve bazı alimler kendi görüşlerini ortaya koyarak yemende çıkacağını söylemişler, taki İmam Ahmed El Hasan(as) kendisi bu konuyu açıklığa kavuşturdu ve ismi ve künyesi dillerde söylenmeye başlandı.Evet, Yamani(as) Irak-Basrada doğdu, Necefte ortaya çıktığı yerde onunla biat edildi ve Doğudan yani İrandan ayaklanacak İnşallah.

7: İmam Sadık(as) Müfezzel’e şöyle buyurdu:“Ey Müfezzel, yükselmekte olanlara dikkat ediniz, Allah’a Yemin ederim ki İmamınız senelerce sizden gizlenecek, taki imtihana gireceksiniz, öyle bir hal alacaksınız ki insanlar ölmüş, helak olmuş ve geri dönüşü olmayan bir memlekete gitmiştir diyecekler, müminler Onun yolunu gözü yaşlı bekliyor olacaklar ve denizlerin dalgasında yenilgiye uğramış bir gemi gibi olacaklar. Zer Aleminde(doğmadan önce ruhun yaratıldığı alem) onunla biat edip ve Allah-u Teala onun imanını kalbinde sımsıkı yaptığı ve Ruhul Kudüs(Mukaddes Ruh (Bir melek)) ile teyit alanlar dışında kimse kurtulamayacak ,birbirlerine benzer 12 bayrak ayaklanacak ve hak batıldan teşhis edilmeyecektir.” Müfezzel der: Bu arada ben ağlamaya başladım, İmam (as) buyurdu:”Ne için ağlıyorsun?”Dedim ki:Kurbanın olayım dedin ya 12 bayrak kalkacak ve hak ile batıl arasında teşhis konulamayacak,O zamanda biz ne yapalım?İmam(as), perde ile kapanmış olan bir pencereye bakar ve Müfezzele der ki:“O perdeyi çek.”Ve bunu yaptığında güneş içeriyi aydınlattı ve İmam(as) buyurur:”Bu ışık aydın mıdır?”Evet,dedim.Buyurdular:” Allaha Yemin ederim ki bizim Nurumuz bu nurdan daha aydındır.”

Usul Kafi c.1 s.336, Bihar-ul Envar c.51 s.147, Bihar-ul Envar c.52 s.281, Delalit-ul İmama s.291, Gaybet Tusi s.337

Bu hadise göre İmam Mehdinin(a.s) emri bayraklar arasında rahatlıkla fark edebilecek kadar aydındır. Hz. Muhammedin (sav) de daveti de görünecek şekilde aydındı, ancak Hz. Muhammedi(sav) yıllarca bekleyen Hristiyan bu apaçık daveti inkar ettiler ve Hz İsa(as)’ı bekleyen Yahudiler, Hz.İsa(as)’ın davetini mucizelerine rağmen inkar ettiler ve İmam Mehdi (a.s)’ın sünneti Hz. Muhammed(sav )ve kitap sahibi Peygamberlerin sünnetinin aynısı olacağından birçok kişi Onun aziz davetini inkar edecektir.

8: İmam Sadık(as) buyurdu:“Allah’a Yemin ederim ki siz cam gibi kırılacaksınız ve cam kırıldıktan sora eritilip tekrar cam haline gelebiliyor,Allah’a Yemin ederim ki siz kil (çamurdan elde edilen kavanoz gibi eşyalar) gibi kırılacaksınız ancak kil kırıldıktan sonra eski haline dönemeyecektir,Allah’a Yemin ederim ki siz sınanacak ve arındırılacak siniz,acı tohum buğdaydan ayrıldığı gibi.”

Bihar-ul Envar c.52 s.101, Gaybet Şeyh Tusi s.340

9: İmam Sadık(as) buyurdu:“Öfkesini sabırla bekleyenin kadehi güzeldir. Doğrusu, büyük ödül büyük imtihanı geçenidir ve Allah imtihan ettiği kavimler dışında başka hiçbir kavimi sevmez.“

Usul-i Kafi c.2 s.109

Yukarıda verdiğimiz hadislere benzer 20 den fazla hadis daha mevcut ancak makale uzamasın diye son altı hadisi dikkatle okumanızı tavsiye ederiz .

1: İmam Sadık(as) buyurdu:“Hz.Musa (as)ın sahabeleri bir Nehire ulaştılar ve onunla imtihana girdiler ki bu Allah’ın vaat etiğidir, Allah sizi bir Nehire mübtela etmiştir, kim ondan içerse benden değil ve kim ondan içmezse benden dır (Bakara 249) tabi ki Kaimin(İmam Mehdi (af)) sahabeleri de buna benzer bir imtihana girecekler.”

Gaybeti Numani s.316, Bihar-ul Envar c.52 s.332

2: İmam Sadık(as)’a, sahabelerinden biri şöyle söyler:Kurbanın olayım Allah’a Yemin ederim ki ben sizi çok seviyorum ve sizin dostlarınızı da seviyorum ey mevlam sizin şiileriniz(taraftarlarınız)artık sayıları çoğaldı.İmam(as) buyurdu: “Adlarını söyleyin.”Dedim ki: Çoklar.Ve buyurdular: ”Sayabiliyor musunuz?“Ve sonra buyurdular: ”Eğer onların sayısı 300 Küsür olmuşsa sözünüz gerçekleşmiştir. Bizim şiirlerimiz öyle kimselerdir ki sesleri kulaklarından aşmaz ve kinleri kendilerinin haddini aşmaz, bizi abartmazlar, bizim dostlarımızla düşman olmazlar,bizi ayıplayanlara toplanmazlar, bizi kınayan hadisleri(uydurma hadisleri) rivayet etmezler, düşmanlarımızı dost edinmezler ve dostlarımıza düşmanlık etmezler.”Ravi der: Öyleyse Şiilik iddiasında bulunan bu kadar farklı şii ile ne yapacağız? Şöyle buyurdular:”Onların zekaları ve basiretlerini birbirleri ile mukayese edin ve sonra onları imtihan edin zira onlar değişime ve dönüşüme uğrayacaklar, zamanın geçmesi onları fani eder ve kılıçlar onları yenip yorar, ihtilaf Şiileri dağıtacaktır, bizim Şiilerimiz köpek gibi havlamazlar, ve karga gibi açgözlülük etmezler, kendi elleri ile insanlardan soru sormazlar açlıktan ölseler bile.”Dedim: Sana kurban olayım ben bu sıfatta olan Şiileri nasıl bulayım?İmam(as) buyurdu: ”Onları yeryüzünün etrafında arayın onların hayatları kabadır, sürekli evlerini taşırlar, eğer bir yerde bulunurlarsa kimse onların kim olduğunu tanımaz ve eğer gizlenirlerse kimse onları sormaz, eğer hasta olurlarsa kimse onları ziyarete gelmez, evlenmek istediklerinde kimse onlara kız vermez, eğer ölürlerse cenazelerine kimse gitmez, mallarını insanlarla paylaşırlar ve mezarlarında birbirlerini ziyaret ederler, ve hükümlerde fikir ayrılığına düşmezler her ne kadar da şehirleri uzak olsa bile.”

Gaybeti Numani s.203

3: Bir şahıs İmam Bakır(as)’a zuhur vaktinin ne zaman olduğunu sorunca İmam Bakır(as) şöyle cevap verdiler:”Bir semtten gelmesini beklerken başka bir semtten gelirse onu inkar etmeyin .”

El Muacim-ul Mozu’i s.767

4: İmam Sadık(as) buyurur:” Allah-u Teala Ali İmrana Vahyeti :Size öyle birisinin müjdesini veriyorum ki ölüleri canladıracak, hastaları şifa verecek ve onu İsrail kabilesinin Resulü yapacak. Sonra Hz. Meryem(sa) dünyaya gelir ve onun kız olduğunu görürler halbuki onlar erkek bekliyorlardı ve Allah-u Teala‘ya bu kız, erkek değil ve kız erkek gibi olmayacak (yani peygamber olamayacak ) Allah-uTeala buyurdu:Dünyaya getirdiğin çocuğun halinden ben haberdarım,Hz. Meryem(sa), Hz.İsa(as)’ı dünyaya getirdiğinde Allah-u Teala’nın Ali İmrana vermiş olduğu müjdeli haber gerçekleşti.Bu şekilde eğer size Emirimizi taşıyan bir erkekten bahsedersek ve onun evladının evladının evladında gerçekleşirse sakın onu inkar etmeyin .”

Bihar-ul Envar c.52 s.119, Usul Kafi c.1 s.535

5: Malik, Ebu Cafer(as)’a şöyle söyledi :Bu emrin sahibini öyle anlattınız ki, halk arasında ona benzeyecek nerdeyse kimse yok .Sonra şöyle buyurdular:”Hayır, Allah’a Yemin ederim ki o kendini ispat etmek için ve kendisine davet edinceye kadar aranızda olmayacak.”

Gaybet Numani s.337

Anladığımız şekilde zuhur edecek kişi bize kendini ispatlayacak delilerle gelecek yani ilk geldiğinde insanlara kendini inandırmaya gerek duyacak.Herkes mucizelerle gelmesini bekler ve geldiğinde herkes fark edecek Sanar halbuki zuhur ettiğinde ispatlamaya ihtiyaç duyar ta ki herkes inanıncaya dek ve daha önce anlattığımız şekilde insanlar için imtihan Yamani(as)dır ve bu imtihanla herkes İmam Mehdiye(a.s) ulaşacaktır.

6 :EbuHamza der ki:İmam Bakır(as)’a sebe 52 Ayeti hakkında sordum: Artık uzak bir yerden iman elde etmek nasıl mümkün olur? ﴾Sebe:52﴿  Diye sordum Şöyle cevap verdiler:”Onlar İmam Mehdi(af)’a ulaşma imkanı olmadıkleri yerden ulaşmayı talep ettiler. Halbuki ulaşılabilinecek başka bir yer vardı” İmkanı olmadıkları yerden ulaşmaya talep ettiler hakkında soru sorduğumda şöyle açıkladılar: ,Farzların düştüğü zaman ve kıyamet alametleri göründüğü zaman yada yeryüzünün batmasından (1) dolayı meydana gelen ölümlerden sonra demektir.”

        1(İmam Mehdi(a.s)’in zuhuru için vaad edilen son alamet) 

Mecme-ul Beyan c.8 s.397-398

Allah Teala, Şii’lerin, Ehlibeyt as’a olan sevgilerini test etmektedir:



Ebu Cafer as’a zuhurun ne zaman olduğu sorulduğunda, şu ayeti okudu: “Bekleyin, şüphesiz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim!” ﴾Yunus:20﴿. Ardından ekledi: Cafer ailesinden, Ebu Talib’in oğlu, batıl bayraktır. Ve sonra Abbas ailesinden çıkacak olan bayrak, ondan daha da batıl ve kötüdür. Ve sonra Hasan’ın ailesinden, Ali’nin oğlunun bayrağı, hiçbir şeydir. Ve sonra Hüseyin as’ın ailesinden olan bayrak ortaya çıkacaktır ve o, meseleye sahiptir.”

Sharh El Akhbar c.2 s.97



Buradaki mesele, Allah svt’nın meselesidir. Ahmed el Hasan as’ın da açıkladığı gibi İlim ve Marifet’tir. Ve Ehlibeyt as’ın hadislerinin de kanıtladığı gibi, onların meselesi gizlidir ve sadece İmam Mehdi as açığa çıkaracaktır. Bu sebepten, Allah’ın Halifesi ahir zamanda, meselenin arkadaşı/yoldaşı olarak çağrılmaktadır. O zaman bu Mehdi (a.s)’ın ilmi, bayrak sahibi olan Yamani as’dır.

Neden diye sorarsanız? Lütfen aşağıdaki hadisi okuyunuz:

Resullullah saas dedi: “O (Mehdi) ilme sahiptir. Öyle ki, zaman geldiğinde, bu bilgi kendi özünden yayılacaktır “

Kemal ElDin s.268

Kuran’da, Peygamber efendimiz (s.a.v)’in özü, İmam Ali (a.s)’dı. Ve İmam Mehdi (a.s)’ın özü kimdir peki?

Onun Halifesi olan, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in vasiyetinde geçen, İmam as’dan sonra gelecek olan, Ahmed el Hasan as’dır.

Şimdi gelin Ehlibeyt as’ın, Mehdi as’ı tanımlarken verdiği ifadelere ve Şii’lerin Mehdi (a.s)’a ulaşmak için çizdikleri yolun onları nasıl da yoldan çıkacaklarına bakalım:

Ebu Abide el Haza, İmam Cafer as’a meselenin ne zaman olacağını sorar: İmam as: “Eğer bir yönden geleceğini umuyorsan ve sonra başka bir yönden geliyorsa, onu reddetme.”

Mücem el Mevzu s.767

Ve İmam as’ın söylediğine baktığımızda, Şii’lerin mesele ile ilgili başka bir yöne baktıklarını fakat meselenin başka bir yönden çıkacağını söylediğini görüyoruz. Ve İmam as böyle olduğunda, onu reddetmemeleri gerektiğini söylemekte çünkü biliyor ki, reddedecekler.

İmam Bakır as: “Her kim ona sırtını dönerse, ateş ehlidir.”

Yani, İmam as, Şii’lerin arzularına, beklentilerine uymayan, bu belirli yöne sahip olan, net durum ile ilgili uyarı veriyor.

Yani, bir çok Şii’nin neden testi geçemeyeceğinin nedeni budur. İnsanlar kendilerinin çizdiği yönden gelmesini beklerken, Mehdi as başka taraftan gelecektir.

İmam Sadık as dedi: “Eğer size bir adam hakkında bir şey dediysek ve bu onda değilse ve oğlunda ya da oğlunun oğlun daysa, onu reddetmeyin. Allah istediğini yapandır.”

Usul’ü Kafi c.1 s.535


Yani İmam Sadık as, Şii’lerin Mehdi (a.s)’ı bekledikleri yönün haricinde, başka bir yönden geleceğinden bahsediyor. Ve İmam Sadık as burada bizlere net bir biçimde açıklıyor ki, Şii’lerin düşündüklerinin haricinde, Mehdi as hakkında başka bir tanım olacak ve bu da aslında başka bir Mehdi hakkında olacak.

Ebu Hamza, İmam Bakır (a.s)’a şu ayetin anlamını sorar: “Artık uzak bir yerden iman elde etmek nasıl mümkün olur? ﴾Sebe:52﴿” İmam (a.s) dedi: “Mehdi (a.s), onların ulaşabilmeleri için oradayken, onlar Mehdi (a.s)’ı ulaşamayacakları yerden isterler.Ebu Hamaza İmam (a.s)’a ulaşamayacakları yerden kastı nedir diye sorar ve İmam (a.s) şöyle açıklama yapmıştır : Farzların düştüğü zaman ve kıyamet alametleri göründüğü zaman yada yeryüzünün batmasından dolayı meydana gelen ölümlerden sonra demektir.””

Mecme-ul Beyan c 8 s 397-398



Evet, İmam (a.s) haklıydı. Mehdi (a.s), Allah’ın bir araya getirmesi ile onlar için oradaydı ki böylece ona ulaşılabilsin. Ve bu ayetin bir öncesi alimlerle ilgilidir.

“Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden yakalanacakları zaman bir görsen!” (Sebe:51)

Peygamber Efendimiz saas, Sebe:51 ayeti hakkında şöyle buyurdu: “Bu ayet alimler ve ulemalar hakkındadır.”

Bihar’ül Envar c.74 s.99


O zaman batıl alimlerin, Mehdi as’ın ortaya çıkışı ile ilgili yanlış bir plan ortaya koyacaklarını görüyoruz. Tıpkı Yahudiler gibi. Onlar, kurtarıcıları için plan yaptıklarında, kendilerini Hz. İsa as’la savaşır ve sonunda da onu çarmıha gerer buldular.

Ve Sebe 53
:
“Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.”

Peki kimdir buradaki gayb??!!

Ebu Kazım oğlu Yahya’dan: İmam Sadık as’a şu ayeti sordum: “Elif Lâm Mîm. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızk olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.” ﴾Bakara:1-3﴿ İmam as dedi: Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Ali a.s’ın Şia’sıdır. Ve gayb dan kasıt, Hüccet el Kaim a.s’dır. Ve bunun kanıtı da Allah Teala’nın şu kelamıdır: “Ona (peygambere) Rabbinden bir mucize indirilse ya!” diyorlar. De ki: “Gayb ancak Allah’ındır. Bekleyin, şüphesiz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim!”Yunus:20﴿

Bihar’ül Envar c.3 s.21


“Bekleyin, şüphesiz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim!” ﴾Yunus:20﴿

Ebu Cafer as’a zuhurun ne zaman olduğu sorulduğunda, şu ayeti okudu: “Bekleyin, şüphesiz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim!” ﴾Yunus:20﴿. Ardından ekledi: Cafer ailesinden, Ebu Talib’in oğlu, batıl bayraktır. Ve sonra Abbas ailesinden çıkacak olan bayrak, ondan daha da batıl ve kötüdür. Ve sonra Hasan’ın ailesinden, Ali’nin oğlunun bayrağı, hiçbir şeydir. Ve sonra Hüseyin as’ın ailesinden olan bayrak ortaya çıkacaktır ve o, meseleye sahiptir.”

Sharh El Akhbar c.2 s.97



Şimdi şu hadislere bakalım:

Ebu Abdullah as der: “Büyük deneme, onlar onun yaşlı bir adam olarak çıkacağını düşünürken, Sahib’in, başarılı bir adam olarak çıkmasıdır.”

Bihar’ül Envar c.52 s.385



İmam Mehdi as, ileri yaşta biridir, bildiğimiz üzere..

İmam Ali a.s’dan Mehdi hakkında bir hadiste: “O yaşı 30 ve 40’lar arasında biri olarak gönderilecektir”

Seyid Şehid El Sadr el Mevzu c.3 s.359

Ve bu hadis de bize, Mehdi’nin, 30-40 yaşlarda bir yetişkin olacağını söylemektedir. Ve gönderilecektir demek de, Elçi olacak demektir.
Demek ki, o yaşlarda bir adam gönderilecek yani Elçi olacaktır.

Muhammed oğlu Abdullah Cafer a.s’dan: “O, 32 yaşında başarılı bir adam olarak ortaya çıkacak. Öyle ki, bir grup insan ondan sırt çevirecek.”

Seyid Şehid El Sadr el Mevzu c.3 s.359



Demek ki Allah Teala, masum olan ve vilayete sahip olan fakat İmam Mehdi a.s’dan farklı olan bu kişi vesilesiyle, Şii’lerin, Ehlibeyt as’a olan sevgilerini test etmek istemektedir.

Peygamber Efendimiz sav buyurdu: “Oğullarımdan İsrail oğullarına benzeyen biri, ümmetim ile bir süre mücadele ettikten ve fitnelerden sonra kıyam edecektir. Arap tenlidir, 40 yaşlarındadır ve yüzü parlayan bir gezegen gibidir. Adaletsizlikle dolmuş olan dünyayı, adalet ile doldurduğu gibi yönetecektir.

” Melahim Fitan ibni Tavus s.141



Görüyoruz ki, çok açık bir şekilde, hidayet bayrak sahibi Yamani as’dan bahsetmektedir Ehlibeyt as bu hadislerinde…

Abdullah bin Ebu Yâfûr der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Yaklaşan fitneden dolayı Arapların isyankarlarına eyvahlar olsun.” Arzettim ki: Sana fedâ olayım, Araplardan Kâim aleyhisselam ile birlikte kaç kişi olacaktır? “Çok az” diye buyurunca şöyle arzettim: Allaha andolsun ki onlardan Hz. Mehdi meselesini anlatan çok adam vardır. Buyurdu ki: “Halk mutlaka tasfiye olunacaktır. Temizlenecek ve elekten geçirileceklerdir. Elekte birçok halk elenecektir

.” Gaybet-i Numani 12.Bolum 7.Hadis



Bu hadiste de görüyoruz ki, İmam Sadık as, onlardan Hz Mehdi as meselesini anlatan çok adam vardır diyor. Yani bu demektir ki, Mehdi as hakkında konuşuyorlar, hatta kıyamın çabuklaşması için dua bile ediyorlar çünkü Süfyani’nin zulmü dünyayı sardı. Onlar gerçekten Mehdi as’ın gelmesini umuyorlar. Evet gerçekten de böyle.. Fakat maalesef başka bir yöne bakıyorlar. Ve İmam Sadık as diyor ki: Elekte, birçok halk elenecektir. Yani testi geçemeyecekler. Yani Yamani as vesilesi denenen Şii’lerin birçoğu bu testte kalacak. Yani bu, İmam Ali as’ın velayetinden çıkacaklarını göstermektedir. Çünkü Hak onlara geldiğinde, onlar bunu inkar edecek ve münafık olacaklardır. Yani bu, Allah’ım çıkışını acil eyle diyerek dua edip, ardından henüz çıkmadığı için yüz tane soru işareti koyan, herkes icin bir testtir. İmam Mehdi as’ın meselesi, insanlara açıklandı fakat onlar İmam Mehdi as’a ulaşabilecekleri testi geçemediler. Ve Yamani as geldiğinde, ona iftira atmaya başladılar ve bu, İmam Mehdi as’ın oğlu değildir dediler. Hatta İmam Sadık as: “Eğer size bir adam hakkında bir şey dediysek ve bu onda değilse ve oğlunda ya da oğlunun oğlun daysa, onu reddetmeyin. Allah istediğini yapandır.” Demesine rağmen, onlar bu sözleri alıp, arkalarına attılar. Anlamını bile anlayıp, sorgulamadan reddettiler. Çünkü onlara göre Mehdi a.s’ın nasıl çıkacağı alimlere göre planlanmıştı. Bunun haricinde çıkarsa, inkar edilecekti.

Ve bu, Necef’teki (Beni Fatima/Seyyidler) alimlerin, Kaim as’a yapacaklarının bir örneğidir. Dikkat edin, aşağıdaki hadiste İmam as, Kaim’in ismini vermeyi reddediyor ve Kaim’in, Beni Fatıma’dan çıkmasını bekleyenlerin testi geçemeyeceklerini onaylıyor. Çünkü onunla savaşacaklar:

Ebu Halid Kabili aktarır: Hz. Hüseyin as vefat ettiğinde, Muhammed Bakır as’a gittim ve şöyle dedim: “Sana kurban olayım, babana olan özlemimi biliyorum ve onu insanlar içinde çok özledim. İmam as dedi: Doğruyu söyledin Ey Ebu Halid, nedir ihtiyacın? Ben dedim: Bana bana meselenin arkadaşını tarif ederken dedi ki, eğer onu görürsen hemen onu elinden yakala. İmam as dedi: İhtiyacın nedir Ey Ebu Halid? Ben dedim: Bana onun ismini söylemeni istiyorum. İmam as dedi: Allah hakkı için Ey Abu Halid, bana çok ciddi bir soru sordun. Ve bana, öyle bir soru sordun ki, eğer herhangi birine ya da sana söylersem ve eğer bunu Beni Fatima duyarsa, onu acımasızca teker teker parçalara ayırırlar.

” Bihar’ül Envar c.51 s.31



Demek ki, eğer Fatıma oğlu olan Seyitler bunu duysa, onu parçalara mı ayıracaklardır? Peki Neden? Necef’teki alimler şöyle dememekte midir: “Ya Allah, Veli’nin ferecini acil eyle!!” Ve, İmam Mehdi as onlara gelmemiş midir? Ya da, onun oğlu, 32 yaşında olan Yamani, 60 – 70 yaşındaki alimlere gelip, onlara geri çekilmelerini ve kendisinin Mehdi as’ın Vasisi ve Elçisi ve Yamani olduğunu söyleyerek, hükmetmeyi ona devretmeleri gerektiğini haber verdiği için olabilir midir? Hak, gören gözler için en sonunda bulunmaktadır.

İmam Ebu Cafer as dedi: “Kaim as, etrafında insanlarla birlikte, Kerbela’dan Necef’e gitmek niyeti ile kıyam edince, Kerbela ve Necef arasında 16.000 alimi öldürecektir. Ve onun etrafında olan münafıklar da şöyle diyecektir: Bu, Fatıma’nın oğlu değildir, aksi takdirde onlara merhametli olurdu. Ve Necef’e girince, orada bir gece kaldıktan sonra, Hud as ve Salih a.s’ın mezarını ziyaret etme niyeti ile, ElNukhayla kapısından çıkacaktır. Küfe’den, 70.000 kişi ile çarpışacaktır çünkü onlar onu öldürmek isteyecektir. Sonra Mehdi as hepsini öldürecek ve hiç kimse bundan kurtulamayacaktır.

Nur El Envar s.345 c.3, Bihar’ul Envar c.52 s.389



Böylelikle ahir zamandaki hakkı bilin ey Şii’ler! Araştırın ve İmam Ahmed el Hasan el Yamani as hakkında okuyun. İnsanların sizi batıla götürmesine ve Mehdi as’ı sizlere yanıltmasına izin vermeyin. Bu hadis açıkça göstermektedir ki, Irak’taki bir çok ulema, Mehdi as ile savaşacaktır. Ve bugün Irak’taki ulemaların çoğu Şii’dir. Ve bugün ve Yamani (a.s)’a iman edenler, bu davayı canlı tutmak için (hapse girmek, işkence görmek, öldürülmek vb’den ötürü) acı çekmektedir. Bu sebepten, sizce bu çağrıyı davadan başka bir şey hak olabilir midir? Bu zamana kadar, Peygamber efendimiz (sav)in bıraktığı Vasiyeti yaymak için öldürülen Ensarlardan başka daha hak bir şey olabilir midir? İnsanların değil, sadece Allah’ın hakimiyetini yaymaya çalışırken ölen Ensarlardan başka daha hak ne olabilir? Dünyanın dört bir yanından, gördükleri rüyalar ile bir araya gelen binlerce kişiden başka daha hak ne olabilir?

Eensar =İman edenler

İmam Mehdi (a.s)’ın Ensarları = İmam Mehdi(a.s)’ı benimseyip iman ve biat edenler

 
Ahmed El Hasan

 Vel hamd dulillahi Rabil Alemin

Va salallahı ala muhammed va alii muhammed Al aimma val mahdiyin va sallem taslimen kasira

 Va salamun aleyküm va rahmatüllahi va barakatü

Anasayfa