بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

أّلَلَهِمَ صٌلَ عٌلَى مَحٌمَدِ وِأّلَ مَحٌمَدِ أّلَأّئمَهِ وِأّلَمَهِدِيِّيِّنِ وَِّسلَمَ تَّّسلَيِّمَأّ ګثّيِّرأّ

 

Salih Rüyalar

 Rüyaların, Ahmet el Hasan as ile olan Bağlantısı

 Rüyada; Resulullah (s.a.a.s)’ın görülmesi, bazı farklı yorumlara sebep olmuştur. Rüyada, Peygamber Efendimiz ne suretle görülürse görülsün, bu görülme, gerçek bir görülme midir yoksa, görülmenin gerçek olması için, Resulullah (s.a.a.s.)’ı, bilinen nitelikleriyle ve asıl hüviyetiyle mi görmek gerekmektedir? Çünkü Resulullah (s.a.a.s.), her defasında bilinen şartları ve asıl hüviyetiyle gözükmeyebilir. Yalnız âlimlerin ittifak ettiği husus; şeytanın, Resulullah (s.a.v)’ın hüviyetine girememesidir. Çünkü yüce Allah, şeytana, bu imkânı tanımamıştır. Aksi takdirde şeriata yalan karışma olasılığı söz konusu olur ki, o zaman dine güven kalmaz. Bu sebeple de, yüce Allah, hem uyanık halde hem de uyku halinde şeytanı, Resulullah (s.a.a.s.)’ın suretine girmekten men etmiştir.

 Hz. Ahmed El Hasan’ın doğruluğunu, müminler rüyalarında, Peygamber Efendimiz’i ve Ehlibeyti görerek bilmişlerdir. Ve bu şekilde herkes de gerekli duayı okuyarak Allah’tan rüyalarında doğruyu göstermesini isteyebilirler.

Aşağıda, rüyaların hakkaniyeti ile ilgili bazı hadis örneklerini sizlerle paylaşmak istiyoruz:

 Resulullah (s.a.a.s.)’ın şöyle söylediğini işitmiştir: “Rüya Allah’tandır. Hülm (sıkıntılı rüya) şeytandandır. Öyleyse, sizden biri hoşuna gitmeyen kötü bir rüya (hülm) görecek olursa, sol tarafına tükürsün ve ondan Allah’a istiaze etsin (sığınsın). Böyle yaparsa şeytan, kendisine asla zarar edemeyecektir.”

Kaynak: Buhari, Tıbb 39, Bed’ü’l-Halk 11, Ta’bir3, 4, 10, 14, 46; Müslim, Rüya 5, (2262); Muvatta, 1, (2, 95)Hadis No: 0947 Ravi: Ebu Katade

Resulullah (s.a.a.s.) şöyle buyurur: “Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim suretime giremez.”

 Kaynak: Buhari, Tabir 2, 10; Müslim, Rüya 10, (2266); Muvatta, Rüya 1, (2, 956) Hadis No: 0948 Ravi: Enes

Resulullah (s.a.a.s.) buyurdular ki: “Müminin rüyası, nübüvvetin kırk cüzünden bir cüzdür. Bu rüya, anlatılmadığı müddetçe bir kuşun ayağında takılı vaziyette durur. Anlatılacak olursa hemen düşer.”

  Kaynak: Tirmizi, Rü’ya 6, (2279, 2280); Ebu Davud, Edeb 96, (5020) Hadis No : 0949 Ravi: Ebu Rezin el-Ukeyli Lakit İbnu Amir İbni Sabire

“Mü’minin rüyası, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür.”

 Kaynak: Buhari, Ta’bir 4; Muvatta, 1, (2,956)  Hadis No : 0950 Ravi: Ebu Said

Resulullah (s.a.a.s.) şöyle demiştir: “Benden sonra, peygamberlikten sadece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!” Yanındakiler sordu: “Mübeşşirat da nedir?” “Salih rüyadır!” diye cevap verdi. Muvatta’nın rivayetinde şu ziyade var: “Salih rüyayı salih kişi görür veya ona gösterilir.”

Kaynak: Buhari, Tabir 5; Muvatta, Rüya 3, (2, 957); Ebu Davud, Edeb 96, (5017) Hadis No : 0952 Ravi: Ebu Hüreyre

eygamber Efendimiz’den (s.a.a.s.) Rüya hakkında nakledilenler

Rüya ve rüya yorumu ile ilgili rivayetler, muteber kabul edilen kaynaklarda, 3.000’den fazladır. Mükerrerler çıkarıldığında, 100 (yüz) civarında rüya hakkında hadis vardır.

 Hadis kaynaklarında “rüya yorumu” konusundaki rivayetlerin bir kısmı, ayrı bölüm ve başlık altında, bir kısmı da; diğer konuların içinde uygun yerlerde kaydedilmiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla da bazı kaynaklarda, bu konu ile ilgili rivayetlere hiç değinilmemiştir.

Peygamber Efendimizin Rüyalarla İlgili Değerlendirmeleri

Hz. Peygamber (s.a.a.s.), rüyaların önemini, ne olduğunu, nasıl görüldüğünü, çeşitlerini ve nasıl yorumlanacağını anlatmış, bunlar da muhaddisler tarafından kayıt altına alınarak günümüze kadar hadis kaynakları aracılığıyla ulaşmıştır. Hz. Peygamber’in bu değerlendirmeleri, hadis ilimleri ışığında bu bölümde değerlendirilecektir.

 A. Rüyanın Nübüvvetten Cüz Olması

Enes İbn-i Mâlik radiya’llahu anh’den rivâyete göre, Resûlullah (s.a.a.s.): “Sâlih bir kişi (veyâ sâliha bir kadın) tarafından görülen güzel rü’yâ, nübüvvetin kırk altı cüz’ünden bir cüz’üdür” buyurmuştur. Hadis kaynaklarında bu konuda birçok rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetlerin bir kısmında rüya kelimesine sâlih, sâdık, hasen kelimeleri eklenmiştir.

 Bazı rivayetlerde “kırk altı” yerine, “kırkbeş, yetmiş, elli, kırk dört, kırk, kırk dokuz ve yirmi altı” sayıları bulunmaktadır.

 Ayrıca, Ebû Hüreyre’den rivâyete göre, Resûlullah (s.a.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Zaman yaklaşınca (ve kâinat son günlerini yaşamaya başlayınca) mü’minin rü’yâsı yalan çıkmaz; çünkü mü’minin rü’yâsı nübüvvetin kırk altı cüz’ünden bir cüz’üdür. Nübüvvetten cüz’ü olan şey ise yalan olamaz.” buyurmuştur.

 B.Rüya, Allah’tan; Hülm ise, Şeytandandır

Hz. Peygamber (s.a.a.s): “Rüya, Allahtandır; Hülm ise, Şeytandandır.” buyurmuştur. 

Ebû Sa’îd Hudrî radiya’llahu anh’den rivâyete göre, Nebî Salla’llahu aleyhi ve alihi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: “Sizden birisi sevdiği birini rüyasında görürse bilsin ki, o Allah tarafındandır. Rüya sahibi, bu rüya üzerine Allah’a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Buna karşılık hoşlanmadığı bir rüya görürse, muhakkak ki bu rüya, şeytandandır.  Bu durumda rüya sahibi, rüyanın şerrinden Allah’a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin. Bu suretle o rüya, sahibine zarar vermez.”

 “Rüya, Allah’tandır” sözünde, rüya kelimesinin Allah’a izafe edilmesi, güzel rüyanın şereflendirilmesi içindir.

 “Hulm ise, şeytandandır.” Sözünde, hoşlanılmayan rüyanın şeytana izafe edilmesi, bu tür rüyanın şeytanın özelliği olan yalancılık, karışıklık ve korkutmak sıfatlarına uygunluğunun belirtilmesidir veya bu tür rüyanın şeytanın arzu ve hevesine uygunluğunun izafe edilmesidir.

839: Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre

Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Ahir zaman yaklaşınca

mü’minin rüyası neredeyse yalan çıkmaz. Çünkü mü’minin rüyası nübüvvetin

kırk altı parçasından biridir.”

(Buhari, Tabir 26, Müslim, Rüya 6)372

Müslim’in diğer bir rivayeti şöyledir: “Sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur” şeklindedir.

(Müslim, Rüya 11)

840: Ebu Hüreyre rivayet edildiğine göre:

Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Beni rüyada gören kimse ahirette de uyanıkken öylece görecektir veya sanki beni uyanıkken görmüş gibidir.

Çünkü şeytan benim şeklime giremez.”

(Buhari, İlim 38, Müslim, Rüya 11)

841: Ebu Said el Hudri (Allah Ondan razı olsun), Peygamber (sallallahu aleyhi

vesellem)’i şöyle buyururken işitmiştir: “Sizden biriniz hoşuna giden bir rüya görürse bu rüya Allah’tandır. Bu sebeple Allah’a hamdetsin ve o rüyasını başkasına anlatsın”

* Değişik bir rivayet şöyledir: “O rüyayı sadece sevdiğine söylesin. –başka bir rivayette göre; Sevdiği kişiye anlatsın -Hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır. Onun şerrinden Allah’a sığınsın ve onu hiç imseye söylemesin. Bu takdirde rüya kendisine zarar vermez.”

(Buhari, Tabir 45, Müslim, Rüya 3)

842: Ebu Katade (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre

Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “İyi rüya bir rivayete göre güzel rüya Allah’tandır. Fena rüya da şeytandandır. Bir kimse hoşuna gitmeyecek bir rüya görürse sol tarafına üç defa nefes etsin, üflesin ve şeytandan da Allah’a sığınsınEEuzubillahi mineşşeytanirrecim desin). Bu takdirde o rüya kendisine zarar vermez.”

(Buhari,Tabir 4,Müslim,Rüya 1)

844: Ebul-Eska Vasile ibni-l Eska rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)şöyle buyurdu: “En büyük iftiralar (1) Kişinin kendi babasından başkasına neseb iddiasında bulunması (2)

Görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmesi (3) Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in söylemediği bir sözü ona nispet etmesidir.”

(Buhari, Menakıb 5)

 C. Allah’tan Müjde Olan Rüyalar

Ebû Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah’ı şöyle derken işittim, “Mübeşşirattan başka, nübüvvetten (ilham alacak) başka bir şey kalmadı.”

Sahabiler, “Mübeşşirat nedir?” diye sordular. Resulullah, “Sâlih rüyadır.” diye buyurdu.

 İbn-i Abbas’tan, Rasulullah (saas) dedi ki: “Ey İnsanlar! Peygamberliğin belirtilerinden yalnız güzel rüya kaldı. O rüyayı Müslüman kişi görür veya onun için başkası tarafından görülür.”

 Mübeşşirat, kelime olarak mübeşşirenin çoğuludur. Bu ise, büşra; müjde (sevindirici haber) demektir. Yukarıdaki Ebû Hureyre rivayetinde “mübeşşirat”ın güzel rüya olduğu, Hz. Peygamber tarafından açıklanmıştır.

 Ubâde b. Sâbit dedi ki, ben, Rasulullah (saas)’a Allah’ın şu sözünü sordum: “Dünya hayatında da, âhirette de büşrâ onlarındır.”

Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: “O (ayetteki büşrâ), güzel rüyadır. Onu Müslüman kişi görür veya (başka Müslüman tarafından) onun için görülür.”

 D. Rüya Üç Kısımdır

Ebû Hureyre Hz. Peygamber’den rivayetle şöyle diyordu: “Rüya üç sınıftır: Nefsin konuşması, şeytanın korkutması ve Allah tarafından olan müjde. Kim rüyada hoşlanmayacağı bir şey görürse; bunu hiç kimseye anlatmasın ve kalkıp namaz kılsın.”

 E. Hz. Peygamber’in rüyada görülmesi

Ebû Hureyre şöyle demiştir: Ben Peygamber (saas)’den işittim şöyle buyuruyordu: “Her kim beni rüyada görürse gerçekte beni görmüştür. Çünkü şeytan, bana benzer bir surete giremez.”

Ebû Saîd el-Hudrî Peygamber (saas)’den şöyle işitmiştir: “Her kim beni rüyasında görürse onun gördüğü gerçektir. Çünkü şeytan, benim şekil ve hilkatime giremez.”

 Bu rivayetler konusunda değişik yorumlar yapılmıştır. Bazılarına göre Asr-ı Saadette Peygamber (saas)’i gören Müslümanların, ölmeden önce O’nu görme şerefine nail olacakları ve sahabîlik mertebesine erişecekleri manası kastedilmiştir. Çünkü Rasulullah vefat ettikten sonra, ilk rivayette belirtildiği gibi, O’nu dünya gözüyle ve uyanıklık halinde görmek mümkün değildir.

 Bir kısım ilim ehli de, “Kim rüyasında Hz. Peygamber’i görürse, o kimse âhirette de O’nu görme şerefine kavuşacaktır.” şeklinde görüş belirtmişlerdir. Bu yoruma göre Hz. Peygamber’i rüyasında gören kimselerin cennetlik olduğu müjdelenmektedir.

Hz. Peygamber rüyada görülürse o rüya, hak ve gerçektir.  Bu çeşit rüyalar, karışık rüyalardan, şeytanın benzetmelerinden ve taklitlerinden uzaktır.  Şeytan, ne rüya âleminde ne de uyanıklık halinde hiçbir kimseye Rasulullah suretinde görünemez. Kendisini böyle tanıtamaz.

F.Rüya gören ne yapmalı?

Ebû Saîd el-Hudrî anlatıyor: Hz. Peygamber (saas) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz, sevdiği bir rüya görürse bilsin ki o, Allah’tandır. Rüya sahibi, bu rüyası üzerine Allah’a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Buna aykırı hoşlanmadığı bir rüya görürse bu rüya, şeytandandır.  Bu halde de rüya sahibi, rüyanın şerrinden Allah (cc)’a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin. Umulur ki o rüya, sahibine zarar vermez.”

Câbir b. Abdillah’tan rivayet edildiğine göre Rasulullah (saas), şöyle buyurdu: “Biriniz hoşlanmadığı rüya görünce (uyandığında) hemen sol tarafına üç defa tükürsün ve üç defa şeytandan Allah’a sığınsın ve üzerinde oturduğu taraftan diğer tarafa dönsün.”

 G.Görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmek

İbn-i Abbas’tan rivayet edildiğine göre Rasulullah (saas), şöyle buyurdu: “Kim görmediği bir rüyayı gördüğünü iddia ederek yalan söylerse, (kıyamet günü) ona iki arpa tanesini düğümlemekle sorumlu tutulur ve hiçbir zaman yapamayacağı bu işle ona azab edilir.”

 Yine Rasulullah (saas): “Yalanlardan en büyük yalan, rüyasında görmediği şeyi iki gözüne göstermek iddiasıdır.” buyurdu.

Görmediği bir rüyayı gördüğünü söyleyen bir kimse bilerek yalan söylemiş olur ve bu yalanı uydurma sözlerle anlatmaya çalışmış kabul edilir.  Rüya konusunda yalan söyleyen kimse, peygamberliğin bir cüzü olan güzel rüyayı, Allah’ın gösterdiğini ileri sürmekle; Allah’a iftira etmiş olmaktadır.  Allah’a iftira da, yaratıklarına iftiradan daha büyük ve daha ağır olup; cezası daha da ağırdır.

 H. Doğru sözlü olanın rüyası

Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (saas) şöyle buyurdu: “Zaman (bitime) yaklaşınca, müminin rüyası yalan çıkmaz. Müminlerin rüya bakımından en doğru olanı, en doğru sözlü olanıdır ve müminin rüyası, Peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür.”

Hz. Peygamber (saas), doğru olan kişinin rüyasında da doğru olacağını söylemiş; onun doğru davranışlarına ödül olarak Peygamberliğin kırk altı cüzünden olan sâdık rüyalar gördüğünü belirtmiştir.

 İ. Seher vakti görülen rüya

Ebû Saîd (ra)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav), şöyle buyurmuştur: “Rüyaların en doğrusu, seher vaktinde görüler rüyalardır.”

Semûre b. Cündeb (ra)’den rivayet edildiğine göre: “Rasulullah (sav) sabah namazını bize kıldırdıktan sonra, yüzünü cemaate çevirir ve bu gece içinizde rüya gören var mı?” diye sorardı. Bu rivayet de, yukarıdaki rivayeti desteklemektedir. Çünkü sabah namazı vakti, günün başlangıcı; uykunun sonu olduğu için rüyaların içeriklerinin en iyi bilindiği vakittir.  Kurani kerimde Hz ibrahim Allah’uTeala dan almış olduğu vahiy ile Hz ismaili kurban etmeye çalışmıştır veya Hz Yusuf hapis te iken mahkumlarin rüyasını tabir ederek şan ve şöhret sahip olur ta ki firavunun rüyasını tabir edinceye kadar bunun örenkleri kuranda mevcuttur Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emr olunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. Saffat102

 Vel hamd dulillahi Rabil Alemin

Va salallahı ala muhammed va alii muhammed Al aimma val mahdiyin va sallem taslimen kasira

 Va salamun aleyküm va rahmatüllahi va barakatü

Anasayfa