بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

أّلَلَهِمَ صٌلَ عٌلَى مَحٌمَدِ وِأّلَ مَحٌمَدِ أّلَأّئمَهِ وِأّلَمَهِدِيِّيِّنِ وَِّسلَمَ تَّّسلَيِّمَأّ ګثّيِّرأّ

İmam Bakır (a.s) buyurur ki: “Sizin için şüphe ve sorun uyandıran her şeyi, Hz Muhammed s.a.a.s’in vasiyeti, bayrağı ve silahı giderecektir. Ve kendini, Hz Muhammed s.a.a.s’in ailesine, yalanlarla nispet edenlerden uzak durun. Zira, Hz Muhammed s.a.a.s ailesi’ne ve Hz. Ali a.s’a tek bayrak ve başkalarına da başka bayraklar vardır. Sen olduğun yerde sabit kal ve katiyen hiç kimseye bağlı kalma. Ta ki, Hz Hüseyin (as)’ın evlatlarından biri gelecek ve onun yanında Resulullah s.a.a.s’in vasiyeti, bayrağı ve silahı olacaktır.”

(Tefsir Eyaşi: cilt 1 sayfa 64 – Baharol Envar cilt 52 sayfa 222 – Elzam ol naseb cilt 2 sayfa 96)

İmam Sadık (a.s) buyurur ki: “Bu emrin sahibinin 3 özelliği olacak ki, ondan başka hiç kimsede olmayacak. O, insanlar arasında kendisinden öncekine en yakın kişi olacak ve onun Vasi’si olacak. Ve O’nun yanında da, Resulullah’ın (saas) silahı ve vasiyeti olacak.”

(Besarol Derecat sayfa 202. Elkafi: cilt 1 sayfa 379)

Hz Ali (a.s) buyurur: “Hz Mehdi’den (as) önce, onun evlatlarından biri doğudan ayaklanacak ve kılıcını 8 ay sırtında taşıyacaktır.”

(El Melahül Feten seyit ebne Tusi bab 133)

Hz Muhammed (s.a.v) dedi ki: “Yahudiler; 71 mezhep oldular ki 70 mezhebi cehennem ateşinde yanacakt ve sadece Hz. Musa (as) ‘ın vasiyetine itaat edenler cennete girecektir. Hristiyanlar; 72 mezhep oldular ki 71 mezhep cehennem ateşinde yanacak ve sadece Hz. İsa as’ın vasiyetine itaat edenler cennete girecektir. Benim ümmetim ise 73 mezhebe bölünecekler, 72’si cehennem ateşinde yanacak ve sadece benim vasiyetimi yerine getirenler cennete nail olacaklardır.”

(elimebne geys el helali sayfa 433)

Emir Sahibi’ni Tanıma Yolları – 2

Allah-u Teala, yeryüzündeki gerçek Hüccet’i ile yalancıları birbirlerinden ayırt edebilmek için, şu 3 şeyi sorgulamamızı ister: Vasiyet, ilim ve Allah’ın cc hâkimiyetine davet.


Allah’ın cc yeryüzüne gönderdiği tüm Halife’ler, bu 3 şey ile gelmiştir ki yalancılarla Allah’ın Halifesi birbirlerinden ayırt edilebilsin. Peki neden bu 3 şeyin de muhakkak olması gerekir? Çünkü bir örnek verecek olursak: Bildiğiniz gibi tüm gemilerde; tayfaya yol gösterecek, ortamın refahını sağlayacak, deneyimli bir kaptan vardır. Gemi sahibi tarafından tayin edilen bu kaptan; gemideki refahı sağlamak, tayfaya örnek olmak ve tayfadan daha deneyimli ve bilgili olarak, tayfayı (ilmi ile) eğitmekle yükümlüdür. Ve bildiğiniz üzere, her kaptanın bir ehliyeti, sertifikası vardır ki (vasiyet), gemide kaptan olarak çalışabilsin. Ve sonuç olarak da kaptan: Geminin düzeni ve refahı ve gemi sahibinin memnuniyeti için işçilerini, yani tayfasını, gemi sahibinin koyduğu kurallara göre yönetecek ve tüm tayfanın da bu kurallara (gemi sahibinin hakimiyetine) uymalarını sağlayacaktır ki gemi sahibi, tayfa ve kaptandan hoşnut olabilsin. Böylelikle, herhangi bir işletmede çalışan herhangi bir yetkilinin, gerçek yetkili olup olmadığını anlamak için bile o kişinin o vasıflara uygun ilme sahip olup olmadığına, gerekli sertifikalarının olup olmadığına ve o şirketin kurallarına uyup uymadığına ve hatta çalışanlarını da bu kurallara göre yönetip yönetmediğine bakarız. Allah-u Teala da, kendi Halife’sini bu kurallara uygun olarak yeryüzüne gönderip, biz kullarının O’nun Halife’sine bu 3 şeyi sorgulayarak, uymamızı beklemektedir.

A: Vasiyet

Allah’ın (svt) vasiyet kuralı, Âdem (a.s)’ı yarattığı ilk günden beri var olmuştur. Allah-u Teala (svt); Melek’ler ve İblis’e (la): “Ben yeryüzünde bir Halife tayin edeceğim” dedi. Melekler, bu halifeye itaat ettiler ve bu imtihanı geçtiler. Fakat İblis (la), bu halifeye isyan etti ve bu imtihanı geçemedi. Bu imtihanda başarılı olmanın yolu ise; Allah’ın (svt) tayin etmiş olduğu Halifesi’ne itaat edip, ona isyan etmemiş olmaktan geçiyordu.
Allah’ın (svt) bu kuralı, Âdem (a.s.)’dan sonra da devam etti. Ve Âdem (a.s.), Halifelik Vasiyetini kendisinden sonraki Elçi’ye bıraktı. Ve Elçi’lerin vasiyeti birbirlerine teslim etmesiyle, bu günümüze kadar bu şekilde devam etti.
İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teala (svt), Hz. Adem’e (a.s.) vasiyetini, Habil’e teslim etmesine ferman verdiğinde, o fermanı yerine getirdi ve Kabil ise emre itiraz etti. O babasına şöyle dedi: Ben kardeşimden yaşça daha büyük ve layık değil miyim? Ve Hz. Adem (a.s.) şöyle cevapladı: “Oğlum, onu Allah (svt) seçmiş. Eğer bana inanmıyorsan, ikiniz de kurban kesin ve kurbanı kabul edilen kişi, halifem olmaya daha layıktır.” O esnada gökyüzünden bir ateş indi ve kurbanı yedi. Kabil ise tarla sahibiydi ve en kötü buğdayı verdi. Habil ise koyun sahibiydi ve şişman bir koç verdi. O ateş, Habil’in verdiğini yedi. İblis (la), Kabil’e şöyle dedi: “Eğer onu öldürürsen, baban seni halife seçmek zorunda kalacak.” Kabil de hemen onu öldürdü.”
Allah’ın (svt) seçtiği insana ilk itiraz eden, İblis’in (la) öğrencisi Kabil idi. O; halifeyi Allah (svt) değil, insanların (Adem a.s.) seçeceğini zannetti. Adem (a.s) ona: “Halifeyi sadece Allah seçer” dediğinde, o isyan etti ve kardeşini öldürdü. Yalnız, o vasiyet geçerli olmadı. Çünkü Allah; Adem’e (a.s.), Hibetullah isimli, iyi bir çocuk verdi ve vasiyeti ona teslim etmesini istedi.
Kuran’da, Hz. İsa (a.s): “Benden sonra Ahmed isimli bir peygamber geleceğini müjdeliyorum” buyuruyor.
İmam Sadık’a (a.s): “Emir sahibi (Mehdi) nasıl tanınır diye sordular? O; vakar, ilim ve vasiyet ile tanınır” dedi.

Bihar’ül Envar c.52 s.138

B: İlim

Malum ki Allah’ın (svt) halifesi; insanları, ilim ile doğru yola yönlendirir. Allah’ın (svt); bir Hücceti’ne vasiyet etmesi, insanları doğru yola götüren, ilimli bir halife seçmiş olması anlamına gelir. Allah (svt), Âdem (a.s)’ı halife seçtiğinde, Melekler ona itiraz ettiler.

قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُون. البقرة ۳۰


“Hani Rabbin meleklere; “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar; “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd ederek daima seni tespih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah (svt) da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara: 30)

C: Bayrak

Allah’ın hâkimiyetine davet etmek (Allah’ın halifesine biat etmek)

Allah’ın halifesini tanımanın 3. kuralıysa, Allah’ın hâkimiyetine davet etmektir (Allah’ın halifesine biat etmek). Kuran’da birçok ayet, sadece Allah’ın halifeyi seçme hakkına sahip  olduğuna ve insanların onu seçme hakkına sahip olmadığına işaret eder. Örneğin, Allah’ın Âdem’i (a.s) halife ilan etmesi ve İsrailoğulları’nın Peygamberlerinden bir lider göndermesini istemeleri vb, bu meseleyi, Allah-u Teala’nın, bütün dinler ile de desteklemiş olduğunu gösterir.

Saat bin Abdullah’ul-Kummi, babasının zamanında Hz. Mehdi’ye şöyle dedi: “Niçin insanlar kendi İmam’larını kendileri seçmiyorlar, diye sordum? O, seçecekleri insan iyi mi kötü mü dedi? İyi dedim. O seçenler, insanların içlerini bilmedikleri halde kötü insanı seçme ihtimali var mı diye sordu? Hayır dedim. O (a.s): Allah’ın seçtiği Musa ve İsa gibidir, dedi. Peygamberlerin münafık birisini (tanımayarak) mümindir diye sanarak seçmelerine ne dersin diye sordu? Hayır, olamaz dedim. O: Musa (a.s) Allah ile görüşmek için ümmetinden 70 münafığı mümin zannederek seçti ancak onlar Allah’ı alenen (açıkça) görmeden sana inanmayacağız dediler. Allah onları cezalandırdı. Eğer Allahın peygamberi münafık birilerini mümin zannederek seçtiyse, insanların seçimlerinde yanlışlık olmaz mı? ” –

İsbatu Hudat 1/115-116; İkmelud Din 454-562

İmam sadık (a.s) buyurdu: Mehdi(a.s)’ın bayrağı (البیعه لله) El Biat’ul lillah ezze vecel dir (biat ve hükümranlık Allah’ındır)

Kemal ul din Cilt 2 sayfa 654

Seyit Ahmet Elhasan (a.s) Peygamber (s.a.v)den sonra şimdiye kadar bu bayrak ile insanları seslenen tek kişi olmuş ve her kesi Alla biat edilmesi gerektiğini ve Allah’ın hükümranlığında şura ve seçimlerin geçerli olmadığını söyleyen tek kişidir.

Vel hamd dulillahi Rabil Alemin

Va salallahı ala muhammed va alii muhammed Al aimma val mahdiyin va sallem taslimen kasira

 Va salamun aleyküm va rahmatüllahi va barakatü

Anasayfa